DİYETİSYEN GAMZE DURMAN CLINIC

Blog

Kilonuzla İlgili Kan Tahlilleri

1- KAN ŞEKERİ
Kan şeker testi kanınızdaki alınan örnekte glikoz denen kan şekerinizi ölçmek için kullanılır. Bu test sayesinde diyabetin belirtileri görülebilir. Ayrıca diyabeti olan bireylerin kan şekerini yönetebilmesi için de bakılır.
Değerler normalden farklıysa?
Açlık kan şekeriniz 100-125 mg/dL (5.6-6.9 mol/L) arasında ise bozulmuş açlık şekeri yani bir çeşit prediyabet demektir.
Eğer açlık kan şekeri 126 mg/dL ve üzeriyse diyabetiniz var demektir.

2- HbA1c
Kişinin günlük şeker değerinde dalgalanmalar olabileceği için bir de geriye dönük olarak değerlendirmeyi sağlayan HbA1c testi yapılır.
Bu test son 3 aydaki kan şekerinin durumu hakkında bilgi verir. HbA1c seviyesi 6’nın üzerindeyse bozulmuş açlık şekerinden şüphelenilir. Diyabet için yüksek risk oluşturur.

3- TİROİT
Tiroit bezi metabolizmamızı düzenleyen kilit dokulardan biridir. TSH, T4, T3 seviyeniz kontrol edilerek tiroit bezinin fonksiyonu ve etkin çalışma durumu değerlendirilir.

4– TSH TESTİ
TSH testi ile tiroidin nasıl çalıştığına bakılır. Hipofiz besinin ürettiği TSH miktarını ölçer. Hipertiroit veya hipotiroit durumunu tanımlamak için yapılan hızlı testlerden biridir.
TSH seviyesi normal değerin altındaysa bu durum hipertiroit, TSH seviyesi normal değerin üzerindeyse hipotiroit olarak adlandırılır.
TSH seviyesi normal değilse bir veya daha fazla ek test problemin nedeninin bulunmasına yardımcı olacaktır.

5- T3 ve T4 TESTİ
Tiroit birincil olarak T4’ü üretirken T3’ü daha az miktarda üretir. Kanda proteinlere bağlı veya serbest halde bulunurlar. Total T4 ve serbest T4’ün yüksek olması hipertiroit, düşük total T4 ve serbest T4 ise hipotiroit demektir.
Hamilelik ve doğum kontrol hapı kullanımı sırasında kandaki bağlayıcı protein seviyesi artar. T4 seviyeleri kadınlarda yüksek çıkar. Aynı şekilde astım, artrit gibi bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar bağlayıcı protein seviyesini düşürebilir ve kişi hipotiroti olmayabilir.

6- ÜRE, KREATİN
Diyet öncesi genellikle böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi için yapılan testtir. Böbreğin ne kadar iyi çalıştığını gösterir.

7- ALT-AST-GGT
Karaciğer fonksiyonlarının durumunu kontrol etmek için kullanılır.

8- KAN YAĞLARI
Vücudumuzda kolesterole ve yağlara belli miktarlarda ihtiyacımız vardır. Ancak kan yağlarının fazla olması ciddi kalp hastalığı riski oluşturur. Kullanılmayan fazla enerji vücutta depolanır ve dolaşım bozukluklarına neden olur.
HDL Kolesterol: Halk arasında iyi kolesterol olarak bilinir. Eğer düşük seviyedeyse yükselmesi için önlem alınmalıdır. Kalp için koruyucudur.
LDL Kolesterol: Vücuttaki kolesterolü farklı doku ve organlara taşır. İhtiyaçtan fazlası alındığında ise bu kolesterol kanda kalır. Bu yüzden kötü kolesterol olarak bilinir.

9- FERRİTİN
Ferritin, vücudumuzda bulunan demirle aynı şey değildir. Vücuttaki demir miktarıyla ilgili bilgi veren bir proteindir. Demiri depolar ve vücut ihtiyaç duydukça demiri arttırır. Plazma ferritin seviyesi dolaylı yoldan vücuttaki demir hakkında bilgi verir. Referans aralığı ve birimler farklı laboratuvarlarda farklı olabilir. Eğer ferritininiz düşükse vücut depolanan demiri çabucak bitirecektir. Kontrol altına alınmazsa demir eksikliği gelişebilir.

10- TOTAL KORTİZOL
Total kortizol seviyesinin yüksek olması da kilo alma nedenlerinden biridir.

11- B12 ve D VİTAMİNİ
Vitamin eksiklikleri de kilonuzu oldukça etkileyen faktörler arasındadır. D vitamini vücutta önemli görevleri olan yağda çözünen bir vitamindir. Diyette alınan kalsiyum ve fosforun bağırsaklardan emilmesini sağlar. Vücutta kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar, kemik ve kasların sağlığı için gereklidir. Besinlerle D vitaminin inaktif formunu alırız. Asıl olarak güneş ışığı sayesinde derimizde üretilir.
B12 ise vücutta üretilmez ve dışardan alınması gerekir. Asıl kaynağı hayvansal kaynaklı proteinlerdir. Eksikliği unutkanlık, halsizlik, uykusuzluk, bitkinlik ve odaklanma sorunu gibi normal yaşam koşullarını etkileyecek birçok probleme yol açar.

KİLOM YOK AMA GÖBEĞİM VAR

‘Tartıya çıkınca kilomu yüksek görmüyorum ama göbeğim çıkıyor bunun sebebi nedir? Böyle bir durumda ne yapmam gerekir?’ sorusu en çok karşılaştığımız sorunların başında gelir.
Bu durumun sebebi, kilonuz düşük veya normal olsa da yağ oranınızın yüksekliğinden kaynaklanır. Kilo düşük olsa da yağ oranının yüksek olması göbek çıkartır!
Birey her ne kadar ideal kilosunda olsa da yağ oranı yüksek ise vücudun belli bölgelerinde, özellikle göbek ve bel çevresinde kilolu bir görünüme sebebiyet verir.
Bunun çözümü ne olmalıdır?
Burada asıl ve sağlıklı olan çözüm, bireyin kas miktarını arttıracak, yağ oranını düşürecek fakat bunu yaparken ideal kiloyu koruyacak beslenme ve spor programı uygulamasıdır.
Karın-bel çevresi yağlanması sadece dış görünüş için değil bazı hastalıkların da habercisi olduğundan dikkat edilmesi gereken bir faktördür. Karın ve bel bölgesi yağlanan bireylerin tip 2 diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi rahatsızlıklara yakalanma riskleri oldukça yüksektir.
Beslenmeyle yağ oranınızı nasıl ideal seviyede tutabilirsiniz?
1- Şekerli besinleri fazla tüketmeyerek.
2- Paketli ürünler tüketmeyerek.
3- Öğün atlamayarak.
4- Porsiyon kontrolü yaparak.
5- Günlük ihtiyacınız olan su miktarını tüketerek.
6- Günlük düzeninize uygun doğru beslenme alışkanlığınızı geliştirirken, spor alışkanlığınızı ve günlük hareketliliğinizi de düzene sokarak.

YAĞ KAYBI NASIL OLUYOR?

1. HAFTA: Yağ hücreleri yağ ile doludur.

2. HAFTA: Yapılan diyet ile yağ oranı azalır.
3. HAFTA: Birkaç hafta sonra hücreler boyutunu korumak için tekrar su ile dolar.
4. HAFTA: Zamanla su gider ve hücreler küçülür.

Diyet sürecinde yağ yakmak aslında düşündüğünüz gibi hızlı ve çabuk gerçekleşen bir durum değildir.
Genel olarak diyet sürecinde ilk haftalar sağlıklı beslenme ile birlikte vücutta biriken ödem ve toksinler de atılır. Asıl süreç ondan sonraki haftalarda başlar, bu süreçte başarılı olmak da sabırlı olmaktan geçer.